• Skip to primary navigation
  • Skip to main content
  • Skip to primary sidebar

Kaan Ceben

  • Anasayfa
  • Yazılar
  • Tercüme Yazılar
    • Makaleler
    • Raporlar
  • Video Dersler
  • Kitaplar
    • Kitaplar
    • Tercüme Kitaplar
  • İletisim
  • harbpolitic.com

İNGİLTERE MALİ’YE NEDEN ASKER GÖNDERİYOR? – Michael Shurkin – RAND CORP.

Mayıs 2, 2020 by Kaan Ceben

Share with:

FacebookTwitterGooglePinterestPrint this page Whatsapp


Michael Shurkin –

İngiltere hükümetinin Mali’deki Birleşmiş Milletler misyonuna (MINUSMA) 250 asker daha istihdam etme kararı İngiltere’nin menfaatine olabilir. Birincisi, Mali’deki terörizmin yayılmasına karşı koymak önemli bir husustur ve ikincisi ise Fransa’yı desteklemek, İngiltere’nin daha geniş güvenlik hedefleriyle son derece tutarlıdır. Bu tür tavırlar İngiltere’nin uluslararası güvenliğin devamına olan bağlılığını gösterir ve BREXIT sonrası diplomasisinin kritik bir parçasını oluşturabilir.

Mali’deki güvenlik krizinin giderek kötüleştiği artık inkar edilemez. Birleşmiş Milletler, 2019 Aralık ayında artan şiddet oranlarına atıfta bulunarak durumun ciddiyetini vurgulayan bir açıklama da yaptı. El Kaide ve İslam Devleti iştiraklerinin yükselişi, İngiltere’nin ulusal güvenlik çıkarları için doğrudan bir endişe kaynağı olmalıdır. Üstelik bu kriz Mali’nin sınırlarını aştı ve şimdi komşu ülkeler Nijer ve Burkina Faso’yu etkiliyor. Güvenlik durumundaki bu yayılmayı bir domino etkisi gibi düşünmek kolaydır, ancak bu doğru ve yeterli bir örnek değildir. Bu işin artık metastaz yapan bir kanser olduğu gerçeği, durumu anlamak için daha iyi bir örnektir. El Kaide ya da İslam Devleti ile uyumlu İslamcı gruplar tarafından kışkırtılan ve hızlanan isyan, yerel çatışmaları ve kızgınlıkları besliyor. Mali’deki isyan zayıf devlet yapılarından ve yetersiz yerel güvenlik güçlerinden faydalanarak büyümeye devam ediyor…

Mevcut Durum

Uluslararası destek olmadan durum kesinlikle daha da kötüleşecektir. Mali ve Burkina Faso’yu yaşayan birer devlet olduklarını göz ardı ederek kaderine terk etmenin, terör faaliyetlerini Gana, Fildişi Sahili ve Senegal gibi kıyı ülkelerine yayma tehlikesi ve potansiyeli vardır. Halihazırda yer değiştiren ve göç eden nüfuslar ise, İngiltere ve Avrupa’yı etkileyen göçmen krizini artıracaktır. Bu arada, El Kaide ve İslam Devleti iştiraklerinin büyümesi, yurtiçinde veya yurtdışında İngilizlere karşı terörizme evrilme potansiyelini de barındırıyor.

Güvenliğe odaklananlar arasında, temel görevi kuzey Mali halkına güvenlik sağlamak olan 12.000 askerin konuşlandırıldığı MINUSMA; Ayaklanmaya karşı koymaya çalışmak, kalkınma ve var olan yerel yönetimleri destekleyip geliştirme, güvenlik gücü yardımı ve doğrudan askeri operasyonlar için bir destek kombinasyonu uygulayan yerel ve uluslararası aktörlerden oluşan bir gruptur. Yerel yönetimi güçlendirmek ve kalkınmayı teşvik etmek için eğitim programları ve çabaları yürüten Avrupa Birliği, ABD ve Fransız ordusunun yedi savaş uçağı, üç silahlı uçağı ve birkaç yüz zırhlı araçla desteklenen 5.100 birlikten oluşan Barkhane Operasyonu bu hedeflere ulaşmak için organize edilmiştir.

Amaç Nedir?

Tüm bu faaliyetlerin arkasındaki amaç, en azından, Mali ve komşularının MINUSMA faaliyetlerinin azaltılmasına izin verecek kadar yetenekli güvenlik hizmetleri geliştirmeleri ve çatışmaları kontrol altına almalarına yardımcı olacak siyasi süreçlerde bulunmaları için zaman kazanmaktır. Bu misyonlar Mali ve komşularının, özellikle Sahel G5 üyelerinin güvenlik güçleriyle birlikte çalışıyor. Sahel G5, bölgedeki cihatçı örgütlerle mücadeleyi daha iyi koordine etmek için 2014 yılında kurulan Burkina Faso, Çad, Mali, Moritanya ve Nijer ülkelerinin oluşturduğu uluslararası bir kuruluştur. Sahel G5 şimdi Mali’de faaliyet gösteren ve öncelikle Fransız desteği ile beş ülkenin ordularının toplamından daha fazla ve etkili bir güç olmasını sağlayacak bir Ortak Güç işletiyor. Bu öyle bir gecede gerçekleştirilebilecek kolay bir iş değildir. Sonuçta G5, dünyanın en fakir ve en az gelişmiş ülkeleriyle ve bu ülkelerin ihtiyaç duydukları yeteneklerden ve kapasiteden yoksun silahlı kuvvetleri esas alarak ikame edilmeye çalışılmaktadır.

MINUSMA’ya rağmen krizin daha da kötüye gitmesi ise bu konuda daha fazla efor sarf edilmesi gerektiğini gösteriyor. Ayrıca vakıa bize MINUSMA’nın bir çok hatasının da olduğunu göstermektedir. Gerçekten de MINUSMA’nın kusurları hakkında söylenecek çok şey var. Ancak bu kusurlar MINUSMA’nın var olması gerektiği gerçeğini değiştirmemelidir. MINUSMA son derece zor bir ortamda ve zor şartlarda faaliyet göstermektedir. Mali’nin geniş kuzey bölgelerinde yolların olmaması ve aşırı iklim, operasyonlara katkıda bulunan birçok ülkenin lojistik ve hareketlilik yeteneklerini aşıyor. Böyle bir ortamda isyan karşıtı operasyonların yapılması da güçlü istihbarat, gözetim ve keşif (ISR) yetenekleri gerektirir; uygun araçlar; ISR gereksinimini desteklemek ve gücün gözleri ve kulakları olmak için uzun menzilli devriyeler yürütme yeteneği; yerel güvenlik güçleriyle çalışma ve eğitim konusunda uzmanlık; yerel nüfusla uygun şekilde nasıl etkileşime girileceğinin anlaşılması; ve her türlü riski azaltma becerisi olmazsa olmaz gerekliliklerdendir.

MINUSMA içindeki ülkelerden bazıları MINUSMA’nın gereksinimlerini diğerlerinden daha etkin bir şekilde karşılamaktadır ve tarihsel olarak bakıldığında da özellikle Batı Avrupa ülkeleri, bu misyona çok değerli katkılarda bulunmaktadırlar. Bu ülkelerin birçoğu Mali’deki operasyonlar için paha biçilemez helikopterlere erişmemizi sağladılar. İngiltere, Fransızların lojistik dağıtımını doğrudan desteklemek için zaten ağır yük taşıma helikopterleri sağladı. Hollandalılar ve İsveçliler de uzun menzilli devriye yetenekleri olan araçlar sağladılar ve MINUSMA’nın istihbarat geliştirmelerine hayati katkılarda bulundular.

İngiltere Ne Sunabilir?

Şu anda tartışılan İngiliz konuşlandırması, istihbarat gereksinimlerini destekleyen ve aynı zamanda yerel halk ile etkileşimlerin ustaca ele alınmasını gerektiren uzun menzilli devriyeler için temel gereksinimi karşılayarak MINUSMA’nın operasyonlarına destek sağlayacaktır. Bu, İngiliz Ordusunun muhtemelen diğerlerinden çok daha iyi olduğu bir alan.  Bölgede yaralanma riski karşı konmaz bir gerçek olsa da, Mali, Afganistan veya Irak’tan daha az öldürücü ve daha az tehlikeli bir ortam olmaya devam ediyor. Bunun en önemli nedeni, düşmanın Taliban’dan daha az yetenekli olmasıdır. Ayrıca ülkede yolların olmaması da yol kenarına konulan bombalar gibi gerilla taktiklerinn riskini azaltıyor. Bu, tabi ki el yapımı mayınların bir tehdit olmadığı anlamına gelmez, ancak İngiliz kuvvetlerinin son operasyonlarına baktığınızda artık önemli deneyimlere sahip olduklarını görebilirsiniz.

İngiltere’nin Mali’ye asker göndermesi yardım çağrısında bulunan Fransa’yı rahatlatacaktır. Böylece İngiltere, en yakın ve askeri açıdan en güçlü Avrupalı müttefiki olan Fransa’ya, BREXIT’e rağmen aralarındaki ittifakın çok güçlü olduğuna işaret edecektir. Amerika’nın müttefikleriyle olan ilişkisindeki güvensizlikleri düşündüğünüzde, bu ilişkinin gerçek bir değeri olduğunu görürsünüz. Eğer Birleşik Krallık ileride oluşabilecek bir krizde ABD’ye güvenemezse, Avrupalı müttefikleriyle ilişkileri güçlendirmek onun için sadece olumlu bir adım olabilir. Tersine, İngiltere ile benzer bir ilişkiye sahip olan Fransızlar da, destek için İngiltere’ye başvurabileceklerini biliyorlar. Politik ve stratejik bir bakış açısından, İngilizlerin Mali’ye asker göndermesi aslında bir kazan-kazan senaryosudur.

İngiltere ve Fransa tarafından 2010 yılında imzalanan Lancaster House Anlaşması’ndan bu yana, iki ülkenin birlikte savaşa girebilmesi gerektiğine olan (ve bir NATO operasyonu kapsamında değil) inanç, CJEF’in kurulmasını hızlandırdı. CJEF, iki ülkenin askerlerinin birlikte konuşlandırmayı ve birlikte savaşmayı öğrenmeleri için yoğun bir çabanın meyvesidir. Hiç kimse CJEF’i Mali’ye konuşlandırma çağrısında bulunmamakla birlikte, varlığı doğrudan veya dolaylı olarak Fransız liderliğindeki bir operasyonu desteklemek için birkaç İngiliz birimi gönderme gerekliliğinin altını çiziyor. Yeterli olmasa da, en azından 250 İngiliz askerinin yetenekleri göz önüne alındığında kesinlikle MINUSMA’ya yardım edeceği ve misyona olumlu manada destek vereceği söylenebilir.

Tercüme : Kaan Çeben

@Mednavaz

Yazının Orjinali : https://www.rand.org/blog/2020/03/why-the-uk-may-be-sending-troops-to-mali.html

Filed Under: Tercüme Yazılar

Previous Post: « COVİD-19, MÜLTECİ KAMPLARINDA YAŞAYAN 100.000 İDLİB’LİYİ ÖLDÜREBİLİR. – Paul McLoughlin
Next Post: Filistin Halkı Suudi Arabistan Trollerinin Hit Listesinde… – Muhammad Shehada – »

Primary Sidebar

Tweets by Mednavaz

Copyright © 2021 · Kaan Çeben