
İbrahim El-Harbi (rh) İmam Ahmed’in (rh) öğrencisidir. Nice sıkıntılar çekmiş bir insandır.
O’nun 2 kız evladı ve bir de hanımı vardı. Bu aile efradı da onunla beraber nice sıkıntı-açlık çekmiştir.
Hanımı bir gün O’na der ki; “ Ey İbrahim, hadi ben açlığa karşı sabrettim varsayalım, peki bu iki kız çocuğu nasıl sabredecek?”
İbrahim ise; “Ne yapabilirim?” dedi.
Hanımı da ona; “Kitaplarını sat, bizim karnımızı doyur.” Dedi.
İbrahim ise hanımına; “Sabret, sabret” dedi.
Hanımı da bu kötü duruma büyük ve acı bir sabır ile sabretti.
Yani büyük ve acı bir sabırla sabretti…
İbrahim (rh) bir gün evinin kapısında oturmuştu. Bu alimlerin bir geleneğidir.
Sokağın sonunda yürümekte olan ve İbrahim El-Harbi’nin evini soruşturan bir adam dikkatini çekti.
İnsanlar da o adama: “İşte O’nun evi tam karşındadır” dediler.
Adam 2 deve ile beraber evin önüne geldi ve sordu: “İbrahim El-Harbi’nin evi neresidir?”
İbrahim El-Harbî cevapladı: “Burası”
Adam tekrar sordu: “İbrahim el-Harbi kimdir?”
İbrahim El-Harbî cevapladı: “Benim”
İbrahim El-Harbi sordu: “Ne istiyorsun?”
Yolcu cevapladı: “Horasan’dan bir adam sana bu iki devenin sırtında yüklü olan malzemeleri gönderdi. Ben de sana gönderilen bu iki devenin bekçisiyim. Aç kapıyı da girelim.”
İbrahim El-Harbi bu hiç beklenmedik bir durumdu.
Ardından eve girdi ve hanımına el çırptı (yolu boşaltması için haber verdi), hanımı da (misafirin geçmesi için) yolu boşalttı.
Adam da içeri girdi ve iki devenin sırtındaki yükleri boşalttı. Yüklerin içerisinde kağıt, bolca yiyecek ve çok kaliteli giysiler vardı.
İbrahim El-Harbi sordu: “Bunlar nereden geliyor?”
Adam cevap verdi: “Horansanlı bir adamdan geliyor”
İbrahim: “Kimdir o?”
Adam: “Bana ismini söylememem için yemin ettirdi. Söyleyemem”
Binaenaleyh, İbrahim El-Harbi açlığa hakkıyla sabretti, kitaplarından bir tanesini bile bunun için satmaya razı olmadı.
Zira kitaplar bir ilim adamının herşeyidir.
Yani insan, az bir şeye sahip olsa da hileye başvurmadan buna sabredebilir.
Ey kardeşim, yediğin en lezzetli lokma bile, bir müddet sonra diğerlerine benzeyecek, aynı tadı verecek.
Ama bu kitapların özü, her zaman seninle beraber kalacak.